İşçiler fay hattı ile ikiye bölünmüş 40 saat çalışanlar ve 45 saat çalışanlar olarak ikiye ayrılıyordu. OMÜ'de kazanılmış haklar 696 sayılı yasa ile kadroya geçenlerden gizlenmiş, toplu sözleşmeye ek bir madde eklenerek taşerondan kadroya geçenlerin kazanılmış hakkı olan 40 saat, 45 saat yapılıyordu. Sendikacıların, taşerondan kadroya geçenlere “fazla bile verdik” cümlesi herşeyi anlatır nitelikteydi. Ücretler adeta kölelik ücretlerine yakın, asgari ücret 5.500₺ iken işçiler 200₺ üzerinde ücretler alıyordu. Ücretlerine de öyle bir kontrol mekanizması koymuşlardı ki; 31 Aralık tarihi asgari ücretin belirlendiği tarih olduğundan alınan zam yılsonu itibariyle asgari ücret içerisinde yok oluyordu. Adeta işçi uyutulmuş, o derin uykuda hiçbirşeyden habersiz, iş hayatının normal akışı böyledir bilerek zor koşullarda çalışma ve düşük ücretleri kader olarak kabullenmişlerdi.
OMÜ'nün üzerindeki kara bulutlar, Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şube’ye bağlandığında birer birer dağıtıldı. İşçiler “ HAK VERİLMEZ, ALINIR ” sloganları eşliğinde üniversiteyi inletiyor adeta uyuyan dev uyanıyor ve kaybettiklerini talep ederek bir bir elde ediyordu. Anayasal hakkı olanın işbirlikçi sendikacılar tarafından işverene teslim edildiği o duvarlar domino taşı gibi bir bir yıkılarak kazanımlar geliyordu. İşverenin alışık olmadığı bu yapı işverenlerin ezberini bozuyor bu da işverenlere ağır geliyordu. İşçiler Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şube öncülüğünde ilklere imza atarak var olan düzeni yıkıyor, yerine işçilerin isminin yazıldığı kazanımlar koyuyordu.
İşveren bu durum karşısında, eski sendikacıları sahada kullanarak Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şube yönetimindeki sendikal anlayışı yıkabilmek için direniyor ve hatta Rektör hocamız öfkesinden özlem duyduĝu eski sendikacıları masasına oturtarak, resimler eşliğinde özlem gideriyordu. Bunu başaramayan üniversite yönetimi, Genel Sekreterin talimatıyla işçileri sendikadan istifa ettirebilmek için tehditler savunuyordu. OMKAN da işçiler tek tek sorgu odalarına çekilerek istifaya zorlanıyor; fakat sendikaya olan güven ve inanç herşeyin önüne geçiyordu.!
Bugünlerde temsilcilerimizin görev yerleri değiştiriliyor.! Anayasal hak ayaklar altına alınmaya çalışılıyor. Oysa ki “ bizlerin boyun eğen bir neslin evlatları değil, Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır “ diyenlerin evlatları olduğumuzu unutuyorlar. Tüm hazırlıklar tamamlanıp üniversite yönetimi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz.
Sorgu odalarındaki SES KAYITLARI tüm sivil toplum örgütleri ile paylaşılacaktır. Ayrıca OMÜ'de temsilcimiz geri dönene kadar Rektörlük önünde eylemler yapılarak, Türkiye’nin yüzünün OMÜ'ye çevrilebilmesi için Samsun halkının da içinde olduğu üniversiye yönetimini istifaya davet eden imza kampanyaları ve bir çok eylem kararı şubemiz tarafından alınmıştır.
Gsb de gördük hodri meydanları daha geriye dönükleri alamadık ne hesaplamalar bitti ne paralar yattı havadan ucmak kolay icraat gösterın geriye dönük aydatları alıpta sendıkasız gibi insanları ol orta bırakıyorsunuz ..