Gazeteciliğin haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek olduğuna vurgulayan Gazeteci Savaş Çelebi, "Türkiye’deki medyanın yüzde 90-95’inin siyasi iktidarın denetimi altında olduğunu ve Türkiye’deki gazetecilik mesleğinin en büyük temel probleminin başında medyanın gazeteci kökenli olmayan patronların eline geçmesiyle gazetecilerin birbirlerine karşı tetikçilik yapmaları olduğunu savundu. " Çelebi "Türkiye’de medya ve basın, çifte kıskaç altında Bir taraftan internet gazeteciliği diğer taraftansa iktidarın medyayı şekillendirme operasyonları, hem gazetecilik mesleği hem de basın ve medya sektörü üzerinde müthiş bir gerilim meydana getiriyor. Türkiye’deki medya ve basın yapısında genel bir sorun var ve şu an en çok ihtiyacımız olan şey, yeri geldiğinde desteklediğini bile eleştirmenin önünü kesmeyen bir medya düzeninin olması, Medya mensuplarının ciddi bir kısmı hükümeti fanatizm düzeyinde destekliyor, küçük bir bölümü de düşmanlık düzeyinde eleştiriyor Gazeteci, nefret, hınç filan gibi duygusal savrulmalar yaşayamaz, doğruya doğru eğriye eğri demek zorundadır, demezse bu da mesleğin itibarını bu kez tersinden bitirir." dedi.
Türkiye’de şu an ciddi bir işsizlik, çift hukukluluk, adı konulmamış bir ekonomik krizin olduğuna dikkat çeken Gazeteci Savaş Çelebi, bunların yazılması gerekirken ülkede medya sahiplerinin başka alanlarda işlerinin olması medyayı iktidar tarafından kontrol edilmesine ve hiçbir şeyin yazılmamasına sadece tetikçilik yapmalarına yol açtığını söyledi. Çelebi "Koşullar ne kadar zor olursa olsun demokrasi gazeteciliğin oksijenidir Birçok değerli meslektaşım gazeteci usta kalemler ve üstatların dile getirdiği gibi; bizler okullu ya da alaylı olarak, en alt düzeyden, muhabirlikten başlayarak, düşük maaşlarla ve köle gibi yıllarca çalışarak belli bir yerlere gelmeyi başarabilirken; birileri lüks yatlarda, konutlarda, otellerde, haberin öznesi sayılan kimselerle aşırı samimi ilişkiler içinde!... Mesleğini namusuyla, haber ve bilgi vermek adına yapanlar yaşadıkları türlü sıkıntılara ek olarak; haksız yere yargılanıp, yıllarca hapiste yatıp, suikastla öldürülebiliyorlar. Ama kendilerine dokunulmayan birileri, belki de bu yüzden, iyice arsızlaşarak kanallarda boy gösteriyor, mafya ile siyasiler arasında arabuluculuğa soyunuyor, bunu da "Milyon dolarlar" karşılığı yapabiliyor! Bir de bu sözde gazeteciler, meslek etiğinden, dinden, namustan, emekten, vatan ve bayrak sevgisinden söz etmiyorlar mı! " diye sözlerine ekledi.
HERKES
YARIŞ PEŞİNDE
Savaş Çelebi, Gazetecinin belli bir siyasi görüşünün ve duruşunun olması, bir siyasi partiye, lidere sempatisi bulunmasının doğal olduğunu ancak bunun gazeteciyi iktidarın ya da muhalefetin gazetecisi konumuna getirmemesi gerektiğini vurguladı. Gazeteciliğin bıçak sırtı bir dengede durmayı gerektirdiğine dikkat çeken Çelebi ‘’Gazeteci, neye inanırsa inansın, sadece gerçeğe sadık olmalıdır, aksi takdirde kendini yok eder. Gazetecilik mesleği ne zaman hakkıyla yapılmaya başlanacak, o konuda da bir emare yok. Sadece herkes, “en iyi ben desteklerim”, “en güzel ben taraf tutarım” yarışı içinde, bu çok yanlış bir tutum. Bence en önemli çarpıklık, gazeteciliğin tetikçiliğe dönüşmesidir. Kendine gazeteci diyen insanların önüne ivedilikle geçilmedikçe hiçbir şey düzelmez ‘’ dedi.DEMOKRASİ
GAZETECİLİĞİN OKSİJENİDİR
Türkiye’de şu an ciddi bir işsizlik, çift hukukluluk, adı konulmamış bir ekonomik krizin olduğuna dikkat çeken Gazeteci Savaş Çelebi, bunların yazılması gerekirken ülkede medya sahiplerinin başka alanlarda işlerinin olması medyayı iktidar tarafından kontrol edilmesine ve hiçbir şeyin yazılmamasına sadece tetikçilik yapmalarına yol açtığını söyledi. Çelebi "Koşullar ne kadar zor olursa olsun demokrasi gazeteciliğin oksijenidir Birçok değerli meslektaşım gazeteci usta kalemler ve üstatların dile getirdiği gibi; bizler okullu ya da alaylı olarak, en alt düzeyden, muhabirlikten başlayarak, düşük maaşlarla ve köle gibi yıllarca çalışarak belli bir yerlere gelmeyi başarabilirken; birileri lüks yatlarda, konutlarda, otellerde, haberin öznesi sayılan kimselerle aşırı samimi ilişkiler içinde!... Mesleğini namusuyla, haber ve bilgi vermek adına yapanlar yaşadıkları türlü sıkıntılara ek olarak; haksız yere yargılanıp, yıllarca hapiste yatıp, suikastla öldürülebiliyorlar. Ama kendilerine dokunulmayan birileri, belki de bu yüzden, iyice arsızlaşarak kanallarda boy gösteriyor, mafya ile siyasiler arasında arabuluculuğa soyunuyor, bunu da "Milyon dolarlar" karşılığı yapabiliyor! Bir de bu sözde gazeteciler, meslek etiğinden, dinden, namustan, emekten, vatan ve bayrak sevgisinden söz etmiyorlar mı! " diye sözlerine ekledi.