Başkan Yılmaz; “Bu gün çalışan gazeteciler günü. 1971 darbesine tepki olarak Bayram olmaktan çıkarılan bu günün öyküsü kısaca şöyle. 1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren Yasa’nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla sessiz bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında Sendika’nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler bayramı” olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, “Bayram” olmaktan çıkarıldı ve “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başladı.
Ordu Radyo-Televizyon Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Yılmaz, 1971 yılındaki 12 Mart Askeri Darbesi ile birlikte basın çalışanlarının kazanılmış haklarına kısıtlama getirildiğini ve bu duruma bağlı olarak 10 Ocak’ın bir bayram olmaktan çıkartılarak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak kutlanmaya başlandığını hatırlattı.
“Bugün Türkiye’de ve Ordu'da baskılara boyun eğmeyen, halka doğruları gösteren, özgürce haber yapan ve yazı yazan gazetecilerin sayısının oldukça azaldı” diyen yılmaz, “gazete ve televizyonların pek çoğu sermaye sahiplerine ait. Baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, halka doğruları korkusuzca anlatan, çıkar gruplarının borazanlığını yapmayan, tarafsız, dürüst basınımızın ve basın çalışanlarımızın gününü kutluyorum” dedi.
Basın çalışanlarının zor koşullarda görevlerini yerine getirdiğine de vurgu yapan Birol Yılmaz, özellikle yerel basının sorunlarının ağırlaştığını söyledi. “”Bunlardan en önemlisi yayın organlarının ekonomik özgürlüğü” diyen yılmaz, ekonomik özgürlüğü olmayan yayın organlarının bağımsız kalabilmesinin mümkün olmadığını, bağımsız olamayan yayın kuruluşlarının da tarafsız yayın yapmasının düşünülemeyeceğini söyledi. Ekonomik özgürlüğü olmayan basın çalışanlarının da bir çok sorunla karşılaştığını, bunların başında ise sosyal güvence olduğunu hatırlatan Birol Yılmaz, bu temel sorunların önüne geçmek içinde yöneticilere görevler düştüğünü söyledi.
Ordudaki basının temel sorunlarından birinin de çok fazla sayıda radyo, televizyon ve gazete olduğunu söyleyen Birol Yılmaz, “bu farklı yayın organları farklı yayın anlayışı ile üretim yapsa, bir zenginlik olarak hayatımıza renk katacak. Ama çoğu yayın organı birbirinin sanki kopyası. Bu çeşitliliği, farklılığı değil, kopyacılığı ön plana çıkarıyor. Ordu basını, bu taklitçilikten bir an önce kendini kurtarabilmeli. Çalışanlarına meslek içi eğitim başta olmak üzere, daha özgür çalışma ortamı yaratabilmeli, asgari sosyal güvencelerini sağlamalı” dedi.
O tarihten sonra 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler bayramı” olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, “Bayram” olmaktan çıkarıldı ve “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başladı.
Ordu Radyo-Televizyon Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Yılmaz, 1971 yılındaki 12 Mart Askeri Darbesi ile birlikte basın çalışanlarının kazanılmış haklarına kısıtlama getirildiğini ve bu duruma bağlı olarak 10 Ocak’ın bir bayram olmaktan çıkartılarak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak kutlanmaya başlandığını hatırlattı.
“Bugün Türkiye’de ve Ordu'da baskılara boyun eğmeyen, halka doğruları gösteren, özgürce haber yapan ve yazı yazan gazetecilerin sayısının oldukça azaldı” diyen yılmaz, “gazete ve televizyonların pek çoğu sermaye sahiplerine ait. Baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, halka doğruları korkusuzca anlatan, çıkar gruplarının borazanlığını yapmayan, tarafsız, dürüst basınımızın ve basın çalışanlarımızın gününü kutluyorum” dedi.
Basın çalışanlarının zor koşullarda görevlerini yerine getirdiğine de vurgu yapan Birol Yılmaz, özellikle yerel basının sorunlarının ağırlaştığını söyledi. “”Bunlardan en önemlisi yayın organlarının ekonomik özgürlüğü” diyen yılmaz, ekonomik özgürlüğü olmayan yayın organlarının bağımsız kalabilmesinin mümkün olmadığını, bağımsız olamayan yayın kuruluşlarının da tarafsız yayın yapmasının düşünülemeyeceğini söyledi. Ekonomik özgürlüğü olmayan basın çalışanlarının da bir çok sorunla karşılaştığını, bunların başında ise sosyal güvence olduğunu hatırlatan Birol Yılmaz, bu temel sorunların önüne geçmek içinde yöneticilere görevler düştüğünü söyledi.
Ordudaki basının temel sorunlarından birinin de çok fazla sayıda radyo, televizyon ve gazete olduğunu söyleyen Birol Yılmaz, “bu farklı yayın organları farklı yayın anlayışı ile üretim yapsa, bir zenginlik olarak hayatımıza renk katacak. Ama çoğu yayın organı birbirinin sanki kopyası. Bu çeşitliliği, farklılığı değil, kopyacılığı ön plana çıkarıyor. Ordu basını, bu taklitçilikten bir an önce kendini kurtarabilmeli. Çalışanlarına meslek içi eğitim başta olmak üzere, daha özgür çalışma ortamı yaratabilmeli, asgari sosyal güvencelerini sağlamalı” dedi.