Cumhuriyetin ilanı ile kadınlar çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda da toplumsal alanda görünebilir olup, çalışma hayatına katılabilmişlerdir.
5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve seçim kanunumuzda yapılan değişikliklerle Türk Kadınları Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmişlerdir. Bu hak, daha uluslararası sözleşmelerde bile tanınmamışken, Ulu Önder Atatürk’ün kadın haklarına karşı destekleyici politikası ile uygulanmaya başladığında, kadın toplum içinde yer edinmiş, söz sahibi olmuş, çalışma hayatına katılmış, özgürleşmiş ve güçlenmiştir.
İlk olarak Belediye ve Muhtarlık seçimlerine katılan kadınlar, 1935 yılında yapılan TBMM 5. Dönem seçimlerinde 17 Kadın milletvekili ile Mecliste yer almıştır. Bugün 580 milletvekilinin olduğu mecliste Kadın milletvekili sayısı 101 olup oran ise %17.41’dir. Bu durum kadın temsilinin yeterince gerçekleşmediğinin göstergesidir. Kadınların siyasette yeterince söz sahibi olmaları, karar mekanizmalarında yer almaları için kadının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Gerçek demokrasi ancak kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla mümkündür. Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde önemli yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamamıştır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracağı gibi, kadının karar alma mekanizmalarındaki temsilini de arttıracaktır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması Devletin sorumluluğundadır. Devletin başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur.
Unutulmamalıdır ki, ataerkil yapıdan hak temelli yapıya dönüşerek kalkınmaya çalışan Türk kadını, yılmayarak var olan gücü ve Cumhuriyetin kazanımları ile yaşamaya devam edecektir.
Ulu Önder Atatürk’ün “Ey kahraman Türk Kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın.” sözünü bir rehber edindiğimizi belirterek kadınlara verilmiş olan hakları en iyi şekilde kullanabilmek, toplum yapısının kadın ve erkek açısından oluşturduğu eşitsizliğe karşı politikalar üretilmesi, kadın erkek eşitliğini her alanda sağlamak, önce yaşam hakkı olmak üzere, seçme seçilme hakkı ve anayasal haklarımız doğrultusunda toplum hayatına katılabilmek için kadınlara verilen tüm hakları en iyi şekilde kullanabilmek adına Ordu Barosu Kadın Hakları komisyonu olarak değişmeye, inanmaya, mücadele etmeye ve çalışmaya her zaman hazır olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.