Avrupa’nın bir çok ülkesinde yaşayan vatandaşlarımız yaz ayının gelmesiyle birlikte ülkemize giriş yapmaya başladılar.
Senede 1 ay vatanına ailesine olan hasreti gidermek özlemiyle bu anı bekleyen gurbetçilerimiz son yıllarda araçla gelmeyi tercih ediyorlar. Kimi aileler araç yolculuğunu sevdiği için, kimi ise uçak biletlerinin aşırı pahalılığından dolayı. 5 kişilik bir aile uçakla geldiğinde 3 bin Euro ödeyecek ve memlekete geldiğinde de araç kiralamak zorunda kalacak. Buda ortala sadece ulaşım bedeli olarak 5 bin Euro demek.
Dolayısıyla, en az 25 saat olmak üzere 50 saatlere çıkan bir yolculuğun ardından vatana kavuşma heyecanı yaşanıyor. Sırasıyla Almanya, Avusturya, Macaristan, Slovakya, Hırvatistan, Bulgaristan veya Yunanistan olmak üzere bir çok ülkeyi ve bir çok gümrük polisini aşarak kendi ülkelerine gelmenin mutluluğunu yaşayan çoğu zaman bayrağımızı gördüğünde göz yaşlarına hakim olamayan, toprağı öpen vatan aile özlemiyle kavrulan gurbetçi vatandaşlarımız aynı zamanda ülke ekonomisine de çok büyük katkı sağlıyorlar.
Geçtiğiniz yıl içerisinde 1 milyon aracın girdiği ülkemize her aracın en az 5 bin Euro bıraktığını hesaplamak gerekir. Bu yıl içerisinde ise bu sayının daha da artması bekleniyor. Ancak, Avrupalı Türklerin bir isyanı var. Diyorlar ki “Bizlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Ülkemizde bizlere 2. Sınıf Muamele yapmasınlar. Bizleri para makinası olarak görmesinler. Bizim tek derdimiz vatan ve aile hasteti. Bizler zaten söz konusu vatan olduğunda maddi manevi son nefesimize kadar üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız da.
Sene de sadece 3 veya 4 hafta vatanımıza gelebiliyoruz bunuda bizlere çok görmeyin.” Diyerek bu konudaki isyanlarını ifade ediyorlar.
Öte yandan en acısı ise “Bizler onca ülkeden geçiyoruz. Her ülkenin giriş ve çıkışlarında yoğun bir kontrole maruz kalıyor, çoğu zamanda sıkıntılar yaşıyoruz. Vatanımıza gele bilmek için bunlara göz yumuyoruz. Ama gelin görün ki kendi gümrüğümüze geldiğimizde de bazen daha çok sorun yaşıyoruz.
Memur kardeşlerimiz bize yardımcı olmak yerine onca yorgunluğun bitkinliğin üzerine gerek tavırlarıyla gerekse yaptıkları işlemlerle bizleri daha da yoruyor ve üzüyorlar sizlerden ricamız gerekli bakanlıklara sesimizi duyurmanız. Bizlerin sevincini kendi memurlarımız kursağamızda bırakmasınlar. Bu bize kurşun yarası gibi geliyor” şeklinde konuştular. Bizlerde bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz
Senede 1 ay vatanına ailesine olan hasreti gidermek özlemiyle bu anı bekleyen gurbetçilerimiz son yıllarda araçla gelmeyi tercih ediyorlar. Kimi aileler araç yolculuğunu sevdiği için, kimi ise uçak biletlerinin aşırı pahalılığından dolayı. 5 kişilik bir aile uçakla geldiğinde 3 bin Euro ödeyecek ve memlekete geldiğinde de araç kiralamak zorunda kalacak. Buda ortala sadece ulaşım bedeli olarak 5 bin Euro demek.
Dolayısıyla, en az 25 saat olmak üzere 50 saatlere çıkan bir yolculuğun ardından vatana kavuşma heyecanı yaşanıyor. Sırasıyla Almanya, Avusturya, Macaristan, Slovakya, Hırvatistan, Bulgaristan veya Yunanistan olmak üzere bir çok ülkeyi ve bir çok gümrük polisini aşarak kendi ülkelerine gelmenin mutluluğunu yaşayan çoğu zaman bayrağımızı gördüğünde göz yaşlarına hakim olamayan, toprağı öpen vatan aile özlemiyle kavrulan gurbetçi vatandaşlarımız aynı zamanda ülke ekonomisine de çok büyük katkı sağlıyorlar.
Geçtiğiniz yıl içerisinde 1 milyon aracın girdiği ülkemize her aracın en az 5 bin Euro bıraktığını hesaplamak gerekir. Bu yıl içerisinde ise bu sayının daha da artması bekleniyor. Ancak, Avrupalı Türklerin bir isyanı var. Diyorlar ki “Bizlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Ülkemizde bizlere 2. Sınıf Muamele yapmasınlar. Bizleri para makinası olarak görmesinler. Bizim tek derdimiz vatan ve aile hasteti. Bizler zaten söz konusu vatan olduğunda maddi manevi son nefesimize kadar üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız da.
Sene de sadece 3 veya 4 hafta vatanımıza gelebiliyoruz bunuda bizlere çok görmeyin.” Diyerek bu konudaki isyanlarını ifade ediyorlar.
Öte yandan en acısı ise “Bizler onca ülkeden geçiyoruz. Her ülkenin giriş ve çıkışlarında yoğun bir kontrole maruz kalıyor, çoğu zamanda sıkıntılar yaşıyoruz. Vatanımıza gele bilmek için bunlara göz yumuyoruz. Ama gelin görün ki kendi gümrüğümüze geldiğimizde de bazen daha çok sorun yaşıyoruz.
Memur kardeşlerimiz bize yardımcı olmak yerine onca yorgunluğun bitkinliğin üzerine gerek tavırlarıyla gerekse yaptıkları işlemlerle bizleri daha da yoruyor ve üzüyorlar sizlerden ricamız gerekli bakanlıklara sesimizi duyurmanız. Bizlerin sevincini kendi memurlarımız kursağamızda bırakmasınlar. Bu bize kurşun yarası gibi geliyor” şeklinde konuştular. Bizlerde bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz