Vekil Adıgüzel'den Fahrettin Koca'ya eleştiri "Sağlık Bakanı değil sansür bakanı"
CHP Ordu Milletvekili Dr
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel Meclis’te düzenlediği basın açıklamasında Covid vakalarının Sağlık Bakanı’nın ifade ettiğinin 10 katı olduğunu iddia etti. Kendi yaptığı sayısal çalışmalardan örnekler veren ve bundan sonra yapılması gerekenleri de sıralayan Adıgüzel’in çarpıcı iddialarından satır başları ve konuşmasının tamamı şu şekilde:
Günlük yeni vakada gerçek sayı 12 BİN
Sadece İstanbul’da her gün 20 vefat var.
3 büyük şehrin toplam vefat sayısı 7 bin 500
Vaka sayısında Avrupa’da 1. Dünyada 4. Sıradayız.
Ölüm raporlarına “COVID-19” yerine “BULAŞICI HASTALIK” yazılıyor.
Sağlık Bakanı artık SANSÜR BAKANI olmuştur.
Türkiye’de günlük vefat sayısı 400 dolaylarındadır.
11 Soru önergemin tek bir tanesine dahi yanıt veremediler.
Akademisyenlerin sayısal veri çalışmasına mevzuatla engel getirildi.
Eğitim öğretimin 1. Döneminin yüz yüze yapılması CİNAYATE TEŞEBBÜSTÜR.
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel:
“Ülkemizde covid-19 salgını tamamen kontrolden çıkmıştır. Bugünlerde hastanelerde yer olmadığı için evlerine gönderilen hastalar aramızda dolaşmaktadır. Hastanelerde 300-400 kişilik kuyruklar oluşmaktadır. Buna rağmen Sağlık Bakanı yaptığı açıklamada yoğun bakım doluluk oranlarını olağandan daha az göstermektedir. Hastanelerdeki yer sorununu gizlemektedir. Yoğun bakımlardaki sayılara, şu anda Covid hastası kabul etmeyen özel hastanelerin sayılarını da eklemektedir. Bu şekilde doluluk oranları düşük çıkmaktadır. Sağlık Bakanı sanki salgın sona ermişçesine özel hastanelerin Covid-19 hastası bakmasını artık engellemektedir. SGK geri ödeme yapmamaktadır.
Salgın şu anda Türkiye’de en şiddetli günlerini yaşamaktadır. Evlere kapatıldığımız ilk günlere göre vaka sayısı da vefat sayısı da kat be kat fazladır. Şu anda bir ilde günlük vefat sayısı ilk üç aydaki toplam sayıdan fazladır. Buna rağmen Sağlık Bakanı her akşam birbirinin tıpa tıp aynısı olan açıklamaları yapmakta ve komik rakamları vermekte ısrar etmektedir.
Sağlık Bakanı uzun süredir, Türkiye’nin günlük vaka sayısını 1200-1300 dolaylarında açıklamaktadır. Vefat sayısını da 18-22 dolaylarında açıklamaktadır. Halbuki bizim sahadan ve illerden meslektaşlarımızdan aldığımız veriler her 5bin kişi başına 1 yeni vakamız olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da ülkemizde yeni vaka sayısının günlük 12bin dolaylarında olduğunu göstermektedir. Sağlık Bakanlığı’nın Karadeniz’deki 19 il için verdiği vaka sayısının 80 olduğu gün sadece Ordu’da 160 yeni vaka vardı. Bugün İstanbul’un günlük vefat sayısı 18-20 arasındadır. Yani tüm Türkiye için açıklanan vefat sayısına eşittir. Ankara’nın ve İzmir’in vefat sayıları buna yakındır. Şu anda sadece İstanbul, Ankara ve İzmir’in toplam vefat sayıları 7bin 500 den fazladır. Açıklanan toplam vefat sayıları gerçeğin 3’te 1’i kadardır. Açıklanan yeni vaka sayıları ise gerçeğin 10’da 1’i dolaylarındadır.
Sağlık Bakanı bu haliyle sorunu çözmek yerine sorunun bizzat kaynağı olmuştur. Hergün birbirinin tıpa tıp aynı rakamları açıklayarak sorunu küçük gösteren tavrı dikkatsizliğe, rehavete neden olmaktadır.
Değerli medya mensupları, benim buradan bir önerim var. Sağlık Bakanı gerçekleri ifade edene kadar lütfen ciddiye almayın. Yoksa sizler de bu dikkatsizliğe ve rahavete katkı sunmuş oluyorsunuz. Sağlık Bakanı’nın bu şekilde yanıltıcı rakamlar vermesinin sebebi, son derece kötü yönetilen bu salgın sürecinden bir başarı hikayesi yaratma çabasıdır.
Denilse ki, vakaların çok yüksek olduğu ülkelere Birleşmiş Milletler yardım yapacak para gönderecek, emin olun gerçek rakamlar bir anda ortaya çıkar. Zira bunlarda sayısal rant siyasal ranttan da önde geliyor.
Gerçek rakamlar ortaya konduğunda dünyadaki ve Avrupa’daki durumumuzu söylemek istiyorum. Avrupa’da vaka sayısı olarak 1. Sıradayız. Çünkü şu anda 250bin olarak açıklanan rakam gerçeğin 10’da biridir. Türkiye’de hesaplamalarıma göre Covid-19’la tanışmış en az 2.5 milyon insanımız vardır. Vefat sayısı olarak açıklanan 6 bin rakamı ise gerçeğin 3’te biridir. Bu durumda vefat sayısı olarak da Avrupa 5.siyiz.
Aynı sıralamada dünyada vaka sayısında ABD, Brezilya ve Hindistan’dan sonra 4. Yüz. Vefat sayısı itibariyle de 11. Sıradayız. Vaka sayılarına göre vefat sayılarında daha iyi durumda olmamızın nedeni vefakâr, cefakâr sağlık çalışanlarımızdır.
Şu anda sağlık çalışanları ve sağlık sektörü bitmiş durumdadır. Şu ana kadar 32 hekimimiz ve 63 sağlık çalışanımız hayatını kaybetmiştir. Salgından kurtulabilenler ise psikolojik olarak çok kötü durumdadır. Birçok istifalar ve tayin talepleri vardır. Geri kalanlar da ailelerinden uzak görevlerini yapmaya çalışmaktadır. Özel hastaneler Covid geri ödeme kapsamından çıkarıldığı için şu an özel hastaneler Covid hastası bakmamaktadır. Bu nedenle hekimlerimiz sabahlara kadar yoğun bakım yeri aramaktadırlar.
Benim de bildiğim bir hastadan örnek vermek istiyorum. Kıymet Taşdelen isimli hastanın durumu ağırlaşarak hastaneye getirilmiş ve vefat etmiştir. Covid testi pozitif olduğu halde, ölüm raporunda tanı kısmına “BULAŞICI HASTALIK” yazılmıştır. Covid olan hastaların büyük bölümü bu şekilde raporlanarak gerçek sayılar gizlenmektedir.
Sağlık Bakanı şu anda SANSÜR BAKANI olarak görev yapmaktadır.
Resmi kurumlardan sağlıklı bilgi alınamadığı için, sahadan kendi yaptığım bir çalışmadan örnek vermek istiyorum. Kendi ilim Ordu’da son 15 günde, mahalle mahalle yaptığımız tespitlere göre 64 vefat vardır. Günde 4 vefata denk gelmektedir. Ordu’nun nüfusu Türkiye nüfusunun %1’ine denktir. Bu durumda Türkiye genelinde günlük vefat sayısı 400’den aşağı değildir. Eğer Sağlık Bakanı’nun bu rakama bir itirazı varsa kendisi il il vefat sayılarını açıklasın. Hatta dilerse kendi seçtiği 5 ili açıklasın ben onunla her mecrada tartışmaya hazırım. HODRİ MEYDAN diyorum.
Mart ayından beri Sağlık Bakanı’na verdiğim 11 önergem var. Bu önergelerde salgınla ilgili ne durumda olduğumuzu soran önergelerim var. Bunların hiçbirisine cevap vermemiştir.
Bu süreci saklama adına SANSÜR BAKANI bir başka karara imza atmıştır. 28 Nisan 2020’de yayınladığı kararla salgın hastalıklarla ilgili akademik araştırmalar için sayısal veri almaya kısıtlama getirilmiştir. Şu anda Türk Bilim insanları Çin’den ya da ABD’den rahatlıkla veri alabilirken, kendi ülkemizin verilerine ulaşamamaktadır.
Sağlık Bakanı da benim gibi bir hekimdir. Ben de o da 2 tane yemin ettik. Ben hem milletvekili yemini ettik hem Hipokrat yemini ettim. Sağlık Bakanı da hem Hipokrat yemini etti, hem de Bakan olmak için yemin etti. Ancak bu ettiği yeminler dışında kime yemin ettiyse doğruları söylememek için yemin etmişe benziyor. Ben esas olarak kendisine bu talimatları veren hükümetin başını sorumlu tutuyorum.
Tüm bu şartlarda, sağlık sistemimizin çökmesi ile karşı karşıyız. Durum bu iken eğitim öğretimin başlaması ile ilgili plan vardır. Eğitim öğretimin 1. Döneminde yüz yüze yapılması mümkün değildir. Buna teşebbüs etmek cinayete teşebbüsle eşdeğerdir. Sadece yavrularımızı riske atmak değil, çocuklar üzerine evlere taşınacak olan virüsle tüm vatandaşlarımızı riske atmaktır.
Planlamalar 2. Dönem yapılmalı ve daha önce kapatılan köy okulları dahil olmak üzere tüm olanaklar gözden geçirilmeli. Öğretmen sayısının artırılması ve sınıf mevcudunun azaltılması için atanamayan öğretmenler derhal atanmalıdır. Sırf özel okullar velilerden para alabilsin diye geçtiğimiz hafta özel okullarda kurs başlattılar. Hem de aynı sınıf mevcutlarıyla…
Bundan sonra ne yapılmalı?
Sağlık Bakanlığı artık şeffaf olmalıdır.
Süreci tüm taraflarıyla beraber yürütmelidir. Siyasi partiler, STK’lar, İşçi, memur ve sendikaları, TTB, TEB, sağlık mensuplarının dernekleri ile geniş katılımlı bir “Salgınla Mücadele Üst Konseyi” oluşturulmalıdır.
Tüm özel hastanelerde tedavi imkanları açılmalıdır.
Gerekirse tekrar bir 14 günlük kapatma, sağlık sistemi çökmeden evvel, yapılmalıdır.
Bugün bu sağlık bakanı Türkiye’deki 34 milyon evi yataklı tedavi kurumuna çevirmiştir. Halbuki, konukevleri, öğrenci yurtları ve müsait otellerde test positif vakalar evlerine gönderilmeden konaklatılmalı ve başlarında doktor ve sağlık personeli bulundurulmalıdır.
Ekonomik ve sosyal tüm önlemler de bu çalışmalara eşzamanlı olarak alınmalıdır.”