Söylenemeyen R'lerin çaresi var!
Konuşma sesi bozukluklarında en büyük riskin ilkokul çağlarında ortaya çıktığını söyleyen Dil ve Konuşma Terapisti Yasemen Şahin, 'Edinilemeyen sesler okuma yazma öğreniminde zorluklara neden olabilme
Konuşma sesi bozukluklarında en büyük riskin ilkokul çağlarında ortaya çıktığını söyleyen Dil ve Konuşma Terapisti Yasemen Şahin, “Edinilemeyen sesler okuma yazma öğreniminde zorluklara neden olabilmektedir” diyerek ebeveynlere önemli uyarılarda bulundu.
Çocuğunuz ilkokula başlama yaşına geldiği halde konuşmasında bazı sorunlar mı var? Arı yerine ayı, kitap yerine kipat mı diyor? Bu ve benzeri sorunlara sahip bir çocuğunuz varsa endişeye kapılmayın, çünkü zamanında uzman desteği ile tüm bu bozuklukların düzeltilmesi mümkün…
Konuşma sesi bozukluklarının (artikülasyon bozukluğu ve fonolojik bozukluk) belirli sesleri söyleyememe, eksik veya yanlış üretme ile kendini gösterdiğini söyleyen Dil ve Konuşma Terapisti Yasemen Şahin; “Konuşma gelişiminde her sesin edinildiği belirli bir yaş aralığı vardır. Bazı sesler erken edinilirken bazı sesler daha geç edinilir. 4 veya 4 buçuk yaş seviyesine geldiklerinde çocuklardan yüzde 100 anlaşılır, uzun cümleler içeren yetişkine yakın konuşma bekleriz. Ancak konuşma sesi bozukluğu olan çocuklarda konuşma anlaşılırlığı düşüktür. Artikülasyon bozukluğu sesin hatalı üretimine dayalı bir sorundur. Her sesin kendine özgü çıkarılış yeri, biçimi, hızı ve basıncı vardır. Bu alanlardan birinde veya birkaçında olacak bir yanlış sesin hatalı üretimine neden olabilmektedir. Genellikle bir nedene bağlı olmaksızın ortaya çıkarmaktadır. Ancak dudak- damak yarıklığı, ağız-yüz anomalileri, ortodontik anomaliler, işitme kaybı, zihin engeli, serebral palsi vs. gibi durumlara bağlı olarak da artikülasyon bozukluğu ile karşılaşılabilmektedir. Arı yerine ayı, kapı yerine tapı demek gibi belirli bir sesin yerine başka bir ses söyleme ile kendini gösterebilmektedir” dedi.
Dile ait kuralları öğrenmede güçlük yaşanıyor
Fonolojik bozukluğun konuşulan dile ait kuralları edinme güçlüğü olduğunu belirten Dil ve Konuşma Terapisti Yasemen Şahin, “Fonolojik bozuklukta sesleri uygun şekilde organize etmek, uygun yerde doğru şekilde üretmekte problem yaşanır. Yapılan hatalar seslerin yerini değiştirme (kitap yerine kipat), ses/hece düşmesi (telefon yerine tefon), seslerin yer değiştirmesi (askı yerine aksı) gibi çok daha karmaşık örüntülerde görülebilmektedir. Hatalar tutarsız olabilmektedir. Birden fazla hata türü bir arada görülebileceği gibi tek başına da bulunabilmektedir” diye konuştu.
Akademik başarı olumsuz etkileniyor
Konuşma sesi bozukluklarına dair en büyük riskin ilkokul çağlarında ortaya çıktığını dile getiren Yasemen Şahin, şöyle devam etti: “Edinilemeyen sesler okuma yazma öğreniminde zorluklara neden olur. Ayrıca konuşma anlaşılırlığının düşük olması akran iletişimini de sekteye uğratır. Akademik başarı ve sınıf içi iletişim olumsuz olarak etkilenebilmektedir. Bu olumsuzluklarla karşılaşılmaması için okul öncesi çağda dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Terapist gerekli testleri uygulayıp problem olan ses ve alanları belirler ve uygun terapi programını hazırlar. Terapist ve aile işbirliği ile sürdürülen terapi sonucu çocuğun doğru üretim biçimlerini edinmesi oldukça kolay ve hızlı olabilmektedir.” dedi.