Ordu'da kentsel dönüşüm başlıyor
Ordu'da muhtemel deprem riskine karşı yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Başkan Güler, 'Altınordu'da yüzde 70, Ünye'de yüzde 60, Fatsa'da yüzde 50 civarında deprem riski taşıyan binalarımız var. Bu konuda oluşturduğumuz güçlü ekimiz yoğun bir faaliyet içerisinde çalışmalarını sürdürüyor' dedi.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in göreve gelir gelmez başlattığı deprem riskini araştırma çalışmaları 2019 yılından bu yana devam ediyor.
Göreve geldiği günden bu yana her platformda sık sık deprem konusunu gündeme getiren, oluşabilecek muhtemel bir depremde Ordu’nun risk altında bulunduğunu kamuoyu ile paylaşan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Ordu’da 2000 yılından önce yapılan binaların bulunduğunu ve özellikle Altınordu ile Ünye ilçelerinin risk taşıdığını ifade etti.
2 yıldan bu yana Ordu’da risk taşıyan birçok binanın tespit edildiğini, ekiplerce taramaların devam ettiğini de söyleyen Başkan Güler, “Yanlış uygulama yapılan binaları yıkıp, kentsel dönüşüme çevireceğiz” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK”
Başkan Güler açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Deprem çalışmalarımızı 11 ili etkileyen depremden önce zaten başlatmıştık. Ordu’nun 2000 yılından önce yapılan binaları var. Bunların içinde nervürlü demir kullanılmaması, değişik imar uygulamaları ile beraber maalesef Ordu’da bilhassa Altınordu ve Ünye’de bu noktada ciddi riskler taşımakta. Bununla ilgili bir daire kurduk. Deprem ve doğal afetler üzerine. Şimdi bu çalışmalar üzerinde çalışıyoruz. Ondan önce de biz 2 seneden bu yana binalarda kontrol çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Kesik kolonlar, kirişler ve bunla ilgili yanlış uygulamaları tespit ediyoruz. Ekiplerimiz taramalarını sürdürüyorlar. Burada yanlış uygulama yapılan binaları yıkıp, kentsel dönüşüme çevireceğiz. Bu çalışma ile ilgili de çok güçlü bir ekibimiz var. Ordu’yu bu yönde de hazır hale getiriyoruz. Altınordu’da özellikle eski binaların oluşu yüzde 70 kadar sıkıntılı bir miktar var. Bu Ünye’de yüzde 60 civarında. Fatsa yüzde 50 civarında. Ama hepsinde de bu risk var. Önce bir farkındalık oluşturarak burayı yaşanılabilir bir hale getirmek için teknik arkadaşlarımız yoğun bir faaliyet gösteriyor.”