Maden kartellerinin başvurularının altına olur imzası atan Ordu’daki daire başkanları, vali ve altındaki yetkililerin o imzaları neden attıklarını halka ve kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.
Hangi teknik veriler hangi analizler hangi ekonomik ölçütlerle yaptıklarını bu firmaların kendilerinin dahi savunamadığı doğa katliamını devlet görevlisi olarak niçin savunduklarını açıklamalarını bekliyoruz.
Buraya geçici süreyle halka hizmet için halkın vergileri ile görevlendirilen memurlar halkın topraklarını satamazlar. Hiç kimsenin Ordu’yu satmasına müsaade etmeyeceğim. Bu yoldan bir milim geri adım atarsak kanımız kurusun. Bu halk benim halkım.
Bu toprak bizim toprağımız, sonuna kadar savunacağız. Tavizsiz, istisnasız sonuna kadar savunacağız. Bugünleri tarih yazacak. Tarih vatanını, toprağını savunanları da yazacak Ordu’ya hizmet için gönderilen ama Ordu halkının yanında değil siyanür ve sülfürik asit çetelerinin, maden kartellerinin yanında durup onlara taşeronluk yapanları da yazacak.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanlarına da sesleniyorum. Size oy verip seçen ve işbaşına getiren halkın ve bu toprağın aleyhinde olmayın, er ya da geç bunun bedelini ödersiniz. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı altın madenindeki olumsuz kararın arkasında durup daha yüksek sesle ve daha üst düzeyde bunu açıkça dile getirmeni ve tarafını açıkça belli etmeni bekliyorum.
Vali ve diğer imzacı bürokratlar eğer kendi kararlarıyla değil de yukarıdan gelen bir emirle yapmışlarsa emri vereni açıklayacaklar. İçişleri Bakanı mı? Meclis Başkanı mı? Cumhurbaşkanı mı? Ya kim emir verdiyse onu açıklayacaklar ya da kendi karalarıysa onu açıklayacaklar. Eğer bunu yapmazlarsa bundan böyle Ordu coğrafyasında halkın, toprağın, suyun aleyhine alınan her bir kararda bizatihi bu Vali ve altındaki ekip sorumludur.
Ordu’da herkes sağlıklı yaşam hakkını, çocuklarının geleceğini, evini, toprağını, suyunu, havasını savunuyor.
Hangi makam ve mevkide olursa olsun vatana, toprağa ve insana ihanet edenler bizden gereken cevabı bugün de yarın da alacaklar. Kimse bugün yaparım gittikten sonra da kurtulurum düşüncesinde olmasın, gittikleri yere kadar kovalar bedelini er ya da geç ödetiriz. Bu böyle biline…
İki yıl önce idi. Ordu coğrafyamızın Batı yakasında Üçpınar’da kanser hastası Kesim Kadın yerde sürüklendi. Üçpınar’da Cemal Amca “biz halkız” diye bağırdı…
Dün ise Ordu coğrafyamızın doğusunda Ulubey’de kadınlar ayağa kalktı. “Ormanı kırıp başıma zehir atacakmış, vay anasını vay, kim dedi sana benden izin aldın mı?" dedi.
Dün Üçpınar’da yüz idik Ulubey’de bin olduk yarın on binler yüzbinler ile karşınızda olacağız. Aklınızı başınıza alın, yoksa aklınızı alırız!
Hangi teknik veriler hangi analizler hangi ekonomik ölçütlerle yaptıklarını bu firmaların kendilerinin dahi savunamadığı doğa katliamını devlet görevlisi olarak niçin savunduklarını açıklamalarını bekliyoruz.
Buraya geçici süreyle halka hizmet için halkın vergileri ile görevlendirilen memurlar halkın topraklarını satamazlar. Hiç kimsenin Ordu’yu satmasına müsaade etmeyeceğim. Bu yoldan bir milim geri adım atarsak kanımız kurusun. Bu halk benim halkım.
Bu toprak bizim toprağımız, sonuna kadar savunacağız. Tavizsiz, istisnasız sonuna kadar savunacağız. Bugünleri tarih yazacak. Tarih vatanını, toprağını savunanları da yazacak Ordu’ya hizmet için gönderilen ama Ordu halkının yanında değil siyanür ve sülfürik asit çetelerinin, maden kartellerinin yanında durup onlara taşeronluk yapanları da yazacak.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanlarına da sesleniyorum. Size oy verip seçen ve işbaşına getiren halkın ve bu toprağın aleyhinde olmayın, er ya da geç bunun bedelini ödersiniz. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı altın madenindeki olumsuz kararın arkasında durup daha yüksek sesle ve daha üst düzeyde bunu açıkça dile getirmeni ve tarafını açıkça belli etmeni bekliyorum.
Vali ve diğer imzacı bürokratlar eğer kendi kararlarıyla değil de yukarıdan gelen bir emirle yapmışlarsa emri vereni açıklayacaklar. İçişleri Bakanı mı? Meclis Başkanı mı? Cumhurbaşkanı mı? Ya kim emir verdiyse onu açıklayacaklar ya da kendi karalarıysa onu açıklayacaklar. Eğer bunu yapmazlarsa bundan böyle Ordu coğrafyasında halkın, toprağın, suyun aleyhine alınan her bir kararda bizatihi bu Vali ve altındaki ekip sorumludur.
Ordu’da herkes sağlıklı yaşam hakkını, çocuklarının geleceğini, evini, toprağını, suyunu, havasını savunuyor.
Hangi makam ve mevkide olursa olsun vatana, toprağa ve insana ihanet edenler bizden gereken cevabı bugün de yarın da alacaklar. Kimse bugün yaparım gittikten sonra da kurtulurum düşüncesinde olmasın, gittikleri yere kadar kovalar bedelini er ya da geç ödetiriz. Bu böyle biline…
İki yıl önce idi. Ordu coğrafyamızın Batı yakasında Üçpınar’da kanser hastası Kesim Kadın yerde sürüklendi. Üçpınar’da Cemal Amca “biz halkız” diye bağırdı…
Dün ise Ordu coğrafyamızın doğusunda Ulubey’de kadınlar ayağa kalktı. “Ormanı kırıp başıma zehir atacakmış, vay anasını vay, kim dedi sana benden izin aldın mı?" dedi.
Dün Üçpınar’da yüz idik Ulubey’de bin olduk yarın on binler yüzbinler ile karşınızda olacağız. Aklınızı başınıza alın, yoksa aklınızı alırız!